Dengeli, besleyici bir diyet yaparak kanser riskinizi azaltabileceğinizi biliyor muydunuz? Araştırmalar, tüm kanser ölümlerinin yaklaşık üçte birinin yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam ile bağlantılı olduğunu gösteriyor
Siz de beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirerek günümüzün yaygın hastalığı olan kansere karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirmiş olursunuz.
Doğru beslenme, kanseri belli bir ölçüde engellemenize ve yenmenize yardım edebilir. Örneğin, kanser tedavisi görüyorsanız, iyi beslenme tedavinizi olumlu bir şekilde destekleyecektir. Benzer şekilde besleyici bir diyet, tedavi sonrasındaki yaşam kalitenizi iyileştirmede de etkili olabilir.
İşte doğru beslenme ile kanser riskinizi azaltmaya yardımcı olmak için bazı öneriler:
İdeal kilonuzu koruyun
İstatistiklere göre, kanserden yaşamını kaybeden beş kişiden biri aşırı kilolu veya obezitelidir. Buna rağmen, kilonun kanser riskini doğrudan nasıl etkilediğini net olarak söylemek zor. Fakat aşırı kilonun, rahim ve yemek borusu kanserini % 50 oranında artırdığı biliniyor. Ayrıca, menopoz sonrasında aşırı kilolu olan kadınlarda meme kanseri daha fazla görülüyor. Bel çevresi genişliği, belli kanser türleri için önemli bir risk olarak kabul edilirken obezite, aşağıdaki kanser türleri ile doğrudan ilişkilendiriliyor:
•Kolon
•Safra kesesi
•Böbrek
•Karaciğer
•Yumurtalıklar
•Pankreas
•Prostat
•Rektum
•Tiroid
•Prostat
•Rahim
Yüksek kalorili, besleyici olmayan gıdaları sınırlayın
Yüksek kalorili olup besleyiciliği az olan şekerli ve katı yağ içeren besinlerden uzak durun, eğer bu gerçekçi bir hedef değilse diyetinizde mümkün olduğunca sınırlayın. Bunlara şekerli içecekleri, paketli atıştırmalıkları ve tatlıları da dâhil edebiliriz. Bu tür besinler enerjiye dönüşmeden vücutta depolandığı için kilo alımına sebep olabiliyor. Öte yandan, bunları çokça tüketmenin kanserle savaşabilen sağlıklı besinlere daha az yer bırakabiliyor.
Sebze, meyve, tam tahıllar ve baklagillerden bolca tüketin
Yapılan araştırmalar sebze, tahıl ve baklagiller ağırlıklı bir diyetin akciğer, ağız, yemek borusu, mide ve kolon kanseri riskini azalttığını gösteriyor. Buna rağmen hangi sebze ve meyvelerin kansere karşı en koruyucu olduğu kesinleşmiş bir bilgi değildir. Bu nedenle tek tip beslenmeden kaçınmak ve her çeşit doğal besinden dengeli biçimde tüketmekte fayda var. Örneğin tabağınızın yarısını sebze ve meyvelerle doldurup ve tükettiğiniz tahılların en az yarısının tam tahıllardan olmasına özen gösterebilirsiniz.
Eti ölçülü tüketin
Bazı çalışmalar kolon kanseri ile fazla kırmızı et tüketimi arasında bir bağlantı olduğunu düşündürmektedir. Bu özellikle jambon, pastırma ve sosis gibi işlenmiş şarküteri etler için geçerlidir. Bu yüzden yapılabilecek en iyi şey hayvansal proteini makul miktarda tüketmektir. Tabağınızda ete küçük bir yer ayırabilir ve geri kalanını tam tahıllar ve sebzelerle doldurabilirsiniz.
Bitkisel proteinlere yönelin
Fasulye, nohut, mercimek, besleyici ve uygun fiyatlı protein ve lif kaynaklarındandır. Hayvansal proteinden ziyade bunun gibi bitkisel proteinleri daha çok tüketmenin sizi pek çok kanser türü riskine karşı koruyabileceğini unutmayın.
Alkolü azaltın
Araştırmalar, tüm alkollü içeceklerin ağız, yutak, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, meme, kolon ve rektum kanseri gibi bir dizi kanser riskini artırabileceğini göstermektedir. Alkolün kanser riskini nasıl etkilediği tam olarak bilinmemektedir. Ancak sigara ile birlikte alındığında daha zararlı olduğu bilim dünyasında kabul gören bir tezdir. Buna göre alkollü içecekleri kadınların günde en fazla bir, erkeklerin ise iki kadehle sınırlı tutmaları önerilmektedir.
Tüm besin türlerinden faydalanın
Kanser ve beslenme konusunda pek çok çalışma yapılıyor olmasına karşın kansere karşı net olarak hangi besinlerin yararlı ya da zararlı olduğunu söylemek çok kolay değil. Bu yüzden tek tip beslenmeden kaçınmak, ihtiyacınız olan vitamin ve mineralleri tüm besin türlerinden almaya çalışmak, besleyici ve doğal gıdaları tercih etmek yapabileceğiniz şeylerden bazıları. Bunun yanında herhangi bir besin takviyesine ihtiyaç duyup duymadığınızla ilgili doktorunuza danışmalısınız.