Kovid-19 pandemisi yüzünden, psikolojik faktörlerin de etkisiyle yeme bozukluğu ve hareketsizliğin kilo artışına neden olduğunu söyleyen uzmanlara göre adeta bir obezite pandemisi yaşayacağız
Dünya Obezite Günü öncesinde Milliyet’e özel açıklamalarda bulunan Klinik Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Başkanı, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Araz, “Adeta bir obezite pandemisi yaşayacağız” dedi.
Kovid-19 pandemisi nedeniyle evde kalma süresinde yaşanan artış sonucu psikolojik faktörlerin de etkisiyle yeme davranış bozukluğu ve hareketsizliğin toplumda kilo artışına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Araz, “Adeta bir obezite pandemisi yaşayacağız” derken, pandemi sürecinin özellikle başında ayda bir kilo civarında artış gözlemlediklerini dile getirdi.
Üç kişiden biri obez
Prof. Dr. Araz, bu artışın obezite sıklığını yüzde 10 ile 30 oranında artırabileceğini öngördüklerini belirterek, “Toplumda kilo artışı 3 ayda yüzde 3-5’i, 6-12 ayda yüzde 10’u buldu. Yüzde 10 kilo artışı diyabet hastalarında kan şekerinde yüzde 50, kan basıncında 20 mmHg, kolesterol düzeyinde yüzde 10, trigliserid düzeyinde yüzde 30 artışa neden olabilmekte” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından en son yayınlanan raporda 18 yaş üstü yetişkin nüfusta yüzde 32 görülme sıklığı ile Türkiye’nin Avrupa şampiyonu olduğunu ve Türkiye’de her 3 kişiden birisinin yani 20 milyon bireyin obezite hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Araz şunları söyledi: “Kadınlarda obezite görülme sıklığı yüzde 40, erkeklerde yüzde 20. Obezitedeki hızlı artıştan çocuklar da olumsuz olarak etkileniyor. Çalışmalar, ülkemizdeki her 4 çocuktan birinin fazla kilolu veya obez olduğunu gösteriyor. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması’na göre ilkokul öğrencileri arasında obezite oranı yüzde 10, fazla kilolu olma oranı yüzde 15.7.
İçinden geçtiğimiz pandemi sürecinde fazla kilo ve obezitenin artabileceği yönünde büyük bir risk oluşturuyor. Bunun olmaması için insanların daha da bilinçli olması gerekiyor. Obezitenin en önemli nedeni hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme. Ama tek nedeni bu değil. Obezite, karmaşık ve çok faktörlü bir hastalık. Genetik faktörler, sosyolojik ve psikolojik faktörler obezitenin temel etkenleri. Bu konuda vücudumuzdaki açlık-tokluk gibi çeşitli hormonlar ve beyindeki iştah merkezi gibi noktalarda rol oynuyor. İşte bu yüzden obezite bir hastalıktır diyoruz.”
Obezlerde risk yüksek
Öte yandan obez bireylerde Kovid-19’un sonuçlarının daha ağır geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Araz, “Çok yeni yapılan bir araştırma sonucuna göre; normal kiloda olan hastalara göre fazla kilolu ve obez Kovid 19 hastalarında; Kovid-19 pozitifliğinde yüzde 46’lık, hastaneye yatışta yüzde 113’lük, ölüm riskinde ise yüzde 48’lik bir artış söz konusu.
Bu yüzden öncelikle obez bireylerin bu süreçte çok daha iyi korunmaları, bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri ve mecbur olmadıkça dışarıya çıkmamaları gerekiyor. Diğer taraftan sağlıklı beslenme alışkanlığı ve imkanların el verdiği kadar, dışarı çıkmayı gerektirmeyecek basit hareketler evde kalınan dönemde sağlığı korumak için büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Kanser, kısırlık, astım daha fazla görülüyor
Obezite, başta tip 2 diyabet olmak üzere, hipertansiyon, kalp hastalığı, yağlı karaciğer hastalığı gibi birçok kronik kardiyometabolik hastalığa zemin oluşturuyor. Obez bireylerde kanser gelişimine, safra taşları, kısırlık, astım ve solunum yolu hastalıklarına, uyku apnesine daha sık rastlanır.
Ayrıca kas iskelet sistemine ait pek çok mekanik yakınma ve depresyon, duygu durum bozuklukları gibi ruhsal hastalıklarda sık görülür. Kilo vermek ise birçok hastalık riskini azaltıyor. Bir kilo vermek diyabet riskini yüzde 55 azaltırken, 5 kilo vermek osteoartrit riskini yüzde 50 azaltıyor. Yine 11 kilo vererek ile obstrüktif uyku apnesi riskini yüzde 76 azaltmak mümkün.