Türk Böbrek Vakfı (TBV), ‘Korkunç Fırsatlar Ve Dehşet Kampanyalar’ sloganı ile başlattığı Obez Market projesi ile Türkiye’nin önemli bir sorununa dikkat çekiyor
çocuklarda obezite. Türkiye’de 3 milyon morbid obez olduğunu belirten TBV Başkanı Timur Erk, bu sayının yüzde 60’ını, yani yaklaşık 2 milyonunun çocuk olduğuna dikkat çekti ve projeleri ile bu tehlikeye karşı nasıl mücadele ettiklerini anlattı.
Türk Böbrek vakfı Başkanı Timur Erk, yeni başlattıkları Obez Market projesini sozcu.com.tr’ye anlattı. Erk, bu projede özellikle çocukları hedef aldıklarını belirtirken, Türkiye’de obezite tehdidinin ciddi boyutlarını gözler önüne serdi: Türkiye nüfusu 82 milyon ve şu an bunun 3 milyon kadarı morbid obez. Bu 3 milyon morbid obezin de yüzde 60’ı yani yaklaşık 1.8 milyonu 18 yaş altı morbid obez çocuklardan oluşuyor.
OBEZ MARKET NEDİR?
Biz Türk Böbrek Vakfı olarak 10 seneden beri, 9-12 yaş grubuna devamlı eğitimler veriyoruz, toplantılar düzenliyoruz. Çocuklar da verdiğimiz bilgileri sünger gibi alıyorlar ve gidiyorlar evlerinde anne babalarını eğitiyorlar. Vakıf olarak onları sıkmadan bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Türkiye’nin önemli bir sorununa değinmek ve çözüm yaratmak gerekiyorsa mutlaka ilginç detaylar lazım. Biz de obezite üzerine düşündük ve Obez Market fikri ortaya çıktı. Hemen internet sitesini aldık ve sanal ortamda da çalışmaya başladık. Bunu perçinlemek için de bir etkinlik yaptık. Yakınımızdaki bir markete Obez Market gibi giydirme yaptık, panolar koyduk.
Türkiye’nin ilk ‘Obez Marketi’ açıldı
Obez Market’te çocuklar istedikleri abur cuburları sepetlerine doldurdular. Ama kasada para ödemek yok bu markette, işin esprisi orada zaten. Mesela çocuk yumuşak şekerlemelerden almış ve kasaya gitmiş. Kasiyer, önündeki bilgisayardan ürünün içeriğine bakıyor ve kalorisini, içindeki şeker ve tuz miktarını çocuğa söylüyor. Bu bilgilere obezmarket.com internet sitemizden ulaşabilirler. Böylece çocuklar aldıkları abur cuburların ne ihtiva ettiğini görebiliyorlar. Hatta vücut kitle indeksini hesaplayıp, almaları gereken günlük kaloriyi hesaplayabiliyorlar. Hedefimiz bu bilgilerle karşılaşan çocukların, daha sağlıklı alternatiflere yönelmesini sağlamak. Zaten yine internet sitemizde bu alternatiflerin formüllerini de verdik. Çocuklarımız internete çok ilgililer. Bu ilgilerini daha çok çekmek için çizgi filmlerle çalışmalarımızı destekleyeceğiz. Böylece çocuk, annesinden çikolata yerine kuru meyve isterse başarıya ulaşmış oluruz. Bu çalışmamız sene boyunca sürecek.
Önemli bir nokta da şu ki; anne babalar çocuklarını susturmak için abur cuburları kullanıyorlar. Anneler çocuklarına en sevdiği çikolataları veriyor ya da su vermiyor meyveli gazoz, buzlu çay veriyor. Oysa bir kutu buzlu çayda 8 küp şeker yani yaklaşık 40 gram şeker olduğunu artık öğrenmeleri gerekiyor. Bunun için de beslenme çantaları tekrar düzenlenmeli. Anneler para verip ‘kantinden istediğini al’ demek yerine sağlıklı bir beslenme çantası düzenleyip okula göndermeli. Toplantılarımıza çocuklarla beraber anne babaları da çağırıyoruz ki onlar da bilinçlensin. Bunlar medyada anlatılıyor ama bu şekilde direkt temasa geçip anlatmak çok daha etkili.
SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR
Buzlu soğuk çay çeşitleri: Soğuk çayları, hazır almak yerine evde meyvelerden yapabilirsiniz. Soğumuş çaylarınızı mevsim meyveleri ile karıştırabilirsiniz. Tatlandırmak için ise bir bardağa bir çay kaşığı bal konulabilir.
Sütto aromalı süt çeşitleri: Şeker içeriği yüksek olan paketlenmiş aromalı sütler yerine evde şekersiz ve mevsim meyvelerinden hazırlanan sütler tercih edilmelidir.
Meyviks meyve suyu çeşitleri: Meyve, meyve olarak tüketilmelidir. Meyve suyu evde sıkılsa dahi çok fazla enerji ve şeker içeriğine sahiptir. Ayrıca meyve sularında bulunmayan posa ve düşük vitamin içeriği, doğru tercihin meyve olduğunu göstermektedir. Günde 2-3 porsiyon meyve tüketimi içeriğinde bulunan vitaminler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirirken, posa içeriği sayesinde de sindirimimize yardımcı olacaktır.
Çıtırtı patates cipsi çeşitleri: Evde çok az yağ ile hazırlanarak, ince dilimlenmiş, tuz yerine baharatlar ile tatlandırılmış fırında ev yapımı sağlıklı cipsler hazırlayabilirsiniz. Şekerim yumuşak şeker: Yumuşak şekerler yerine doğal yöntemler ile kurutulmuş bir avuç kuru meyve tüketimi doğru tercihtir.
Şokko kakaolu fındık kreması: Kuru çiğ fınfığı kokusu çıkana kadar kavurduktan sonra krema kıvamına gelene kadar mutfak robotundan geçirerek şekersiz ve doğal bir fındık kreması elde edebilirsiniz. Badem, fıstık ve kaju gibi kuru yemişlerle de bu tarifi deneyebilirsiniz.
KANTİNLERE TRAFİK IŞIKLARI UYGULAMASI GELİYOR
Güzel bir gelişme daha var. Yeni eğitim döneminde, yani 2019 Eylül’den itibaren okul kantinlerinde trafik ışıkları projesi uygulanmaya başlanacak. Çocuklar aldıkları ürünlerde kırmızı, sarı ve yeşil ışıklı işaretleri görecekler. Bu işaretler ürünün içeriğine göre belirleniyor. Yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz oranı ‘düşük’ olan ürünlerde yeşil, ‘orta’ olan ürünlerde açık sarı, ‘yüksek’ olan ürünlerde ise kırmızı renkler kullanılacak. Ayrıca bu uygulama 01.01.2020’den itibaren tüm Türkiye’de uygulanmaya başlanacak.
ANNELERİ BİLİNÇLENDİRMEMİZ ŞART
Beslenme konusunda anneleri mutlaka bilinçlendirmemiz lazım. Bunu yapmazsak, annelerimiz, mutfağın temel direkleri bu bilince ulaşmazsa şu anda yüzde 8 oranında olan morbid obez çocuk sayısı hızla artmaya devam eder. Morbid obeze fazla kiloluların oranını da eklersek, Türkiye’de her 5 kişiden biri kilolu. Bizim bunu ivedilikle yüzde 3’lere çekmemiz ve sonra da mümkün olduğu kadar bitirmemiz gerekiyor.
Endüstri ise tabi ki para kazanmak derdinde. Mesela ucuz olsun diye nişasta bazlı şekerin tercih edildiği birçok ürün var. Çünkü pancardan elde edilmiş toz şeker 4-4.5 TL iken ötekisi 2 TL’den alınıyor. Pancar şekerinde glikoz ve fruktoz yüzde 50’şer oranda bulunuyor. Ama nişasta bazlı şekerde, ki bunlar daha çok mısırdan yapılıyor, fruktoz oranı daha fazla. Glikoz vücudumuzda bütün organlara dağıtılırken, fruktoz direkt karaciğere gidiyor. Bu arada leptin denilen, doygunlıuk hissini veren hormonu baskılıyor, beyinden ‘doydum’ sinyalinin gelmesini engelliyor.
ŞEKERİ VE TUZU AZALT, HAYATI UZAT
Sağlığa harcanan para hastalığa harcanan paradan daha azdır. Benim o konuda iki sloganım var: Şeker ve tuzu azalt, hayatı uzat. İkincisi de bütün yaşam boyunca en çok dikkat edeceğimiz şey bağışıklık sistemidir. Bağışıklık sisteimini de bozan en büyük düşman da şekerdir.
Böbrek yetmezliği sinsi bir hastalıktır. Ancak 5 evrenin 4.sünde fark ettiriyor kendisini. Kronik böbrek yetmezliği olduğunda da hasta ya böbrek nakli olacak ya da diyalize girecek. Kronik böbrek yetmezliğini tetikleyen faktörlerden en önemlileri şeker ve tuz. Bütün kronik böbrek yetmezliği olan hastaların 38’i şeker hastası. Tuz ise hipertansiyonu tetikliyor, bunun da oranı yüzde 28. Diyabet ve hipertansiyon organları besleyen kılcal damarları tahrip ediyor. Bu ikisine dikkat ettiğimizde böbreklerimizi korumuş oluyoruz. Tabi ki genetik yatkınlıklar da var ama bize bağlı faktörlere dikkat etmeliyiz.
ÇOCUKLAR İÇİN EGZERSİZLER…
Çocuklar mutlaka spor yapmalı. Çünkü artık bizim küçüklüğümüzdeki gibi bir hayat tarzı yok, sokak oyunları yok. Okullarda spor salonları yok. Özellikle büyük şehirlerde çocukların güvenle oynayabileceği açık alanlar çok azaldı. Okulları yeniden düzenlememiz ve çocukları bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bu konuya politik olarak da eğilmeliyiz. Artık çocuklar zamanlarının çoğunu televizyon ve bilgisayar başında geçiriyorlar. Peki bu durumda çocuklar ne yapabilir? Biz de Türk Böbrek Vakfı olarak onlar için, Hasan Yalnızoğlu ile birlikte evde yapabilecekleri bir egzersiz programı hazırladık.